Kadınlar saç dökülmesi problemini menopoz dönemi ile ilgili olarak düşünmese de, kadınların %50’lik bir kısmı menopoz döneminde saç dökülmesi sorunu yaşamaktadır. Saç dökülmesindeki artış pre-menopoz dönemi olarak da tanımlanan 45 yaş sonrasında başlayabilir. Ancak bu dökülmeler menopozdan 1-2 sene sonra da ortaya çıkabilmektedir. Erken yaşlarda menopoza giren kişilerde ise daha erken görülebilmektedir.
Menopoz döneminde kadınlık hormonları adı verilen östrojen ve progesteron hormonlarının üretiminin eskisi gibi olmaması bütün vücut metabolizmasını etkileyebilir. Östrojen oranının azalması kan dolaşımında bulunan erkeklik hormonu testosteronda artış göstermez ancak daha baskın hormon haline gelir ve saçların zayıflamasına yol açabilir.
Menopozda saç dökülmesini etkileyen en önemli faktörler arasında genetik yatkınlık da yer almaktadır. Ailede saç zayıflığı sorunu olan kişiler menopoz döneminde bu yatkınlığı gösterebilir. Tiroit fonksiyonu bozukluğu, tansiyon sorunu, kilo sorunu ve bağırsak sorunları ile kullanılan ilaçların yan etkileri de saç dökülmesinin seviyesini artırabilmektedir.
Menopozda Saç Dökülmesi Belirtileri Nelerdir?
- Saçın eski dönemlerdeki gibi uzamaması
- Yoğun dökülmeler
- Dökülme olmamasına rağmen hacimsel azalma
- Saç ayrımında açılmalar
- Saç giriş kısımlarında gerileme
Menopozda Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?
Saçın gelişimi beslenme şekliniz, sağlık durumunuz, kullandığınız ilaçlar, stres seviyesi ve genetik yatkınlık derecesi gibi önemli faktörlerden etkilenmektedir. Bu sebeple, bazı kişilerde saç dökülmesini azaltıp kayıpların önlenmesi hedeflenirken bazı kişilerde mevcut saçı korumak şeklinde hedefler söz konusu olmaktadır.
Neler Yapılabilir?
İlk etapta kan değerlerini bilmek gereklidir. Bu dönemde beslenme alışkanlıkları değişebilir ve miktarı azalabilir. Ayrıca mide ve bağırsak sorunları sebebiyle de sağlıklı emilim olmayabilir. Detaylı kan testi yapıldıktan sonra vitamin ve mineral eksikliği olup olmadığı tespit edilmelidir. Eksiklikler mevcut ise mutlaka takviye alınmalıdır. Saç amino asitleri tyrosine, L-sistin ve methionin içeren gıda takviyeleri çoğu doktorun size tavsiye edebileceği takviyeler arasında yer almaktadır. Ancak bunları doktor muayenesinden geçmeden almamanız gerekmektedir.
DHT’yi baskılamak menopozda saç dökülmesini kontrol etmenin temel uygulamaları arasındadır. Erkeklik hormonu testosteronun saç kılıflarında zayıflatıcı ve yıkıcı formdaki DHT’ye dönüşmesinin engellenmesi gerekmektedir. Bu amaçlar için üretilen topikal losyonlar bulunmaktadır. İçerikleri DHT’yi baskı altında tutabilecek etken maddelere sahiptir. Bu tür losyonları saç derisine sürmeniz gerekebilir.
Yaş ilerlediği zaman vücudun ve hücrelerin kendini yenileme hızı da düşmeye başlar. Cildin keratin sentezi yavaşlar. Saçın daha uzun süre büyüme evresinde kalması için saç derisine kan dolaşımını artırıcı özellikli losyonlar uygulanmalıdır. Medikal olarak en fazla tercih edilen losyonların etken maddesi “minoxil”dir. Fakat bu her kişi için uygun olmayabilir. Bu sebeple, profesyonel destek alınması tavsiye edilmektedir.
Lazer terapisi, hücre metabolizmasını uyarır ve kan dolaşımını hızlandırır. Böylelikle zayıflamış ve incelmiş olan saçlar canlanırken, yeni saç oluşumu da bu durumdan etkilenir.
Doktor tavsiyesi ile HRT desteği alan kişilerde menopoz döneminde daha az saç dökülmesi gözlemlenmektedir. Ayrıca içeriğinde östrojen ve benzeri etkiler barındıran bitkiler de kullanılabilmektedir. Yabani Hint yerelması, karayılan otu, kızıl yonca, çuha çiçeği yağı ve siyah yılankökü gibi bitkilerden yararlanılabilir.
Bitkilerin sağladığı isoflavinler uzun yıllardır menopoz şikayetlerinin azalmasında kullanılmaktadır. Menopozda saç dökülmesi için bu bitkileri içeren preparat ya da topikal losyonlar kullanılabilmektedir. Bitkisel östrojen gıda takviyeleri ailesinde kanser geçmişi olan kişiler için doktora danışılmadan kullanılmaması gereken gıda takviyeleri arasında yer almaktadır.
Yaz Mevsiminde Saçların Yağlanmasını Önleyebilecek Yöntemler başlıklı bir önceki yazımızı inceleyebilirsiniz.